29 Eylül 2010 Çarşamba
Beyaz Unsuz Şekersiz Hamur İşleri...
25 Eylül 2010 Cumartesi
ÇİKOLATALI CHEESECAKE
- 400 gr. labne peynir
- 200 gr. krema
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 paket vanilya
- 3 adet yumurta
Alt Tabanı :
- 1,5 paket pötibör bisküvi
- 100 gr. margarin veya tereyağ
Üzeri İçin :
- 180 gr. bitter çikolata ( 2 paket )
- 200 gr krema
Yapılışı :
- Öncelikle alt tabanını hazırlayarak başlayalım. Pötibör bisküvileri rondoda un haline getirin.Önceden eritip ılıttığınız margarini ekleyerek beraberce biraz yoğurup, kelepçeli kalıba eşit bir şekilde yayalım. İç harcı hazırlayana kadar buzdolabında dinlendirin.Ben kalıbın içine yağlı kağıt seriyorum servis tabağına transfer ederken büyük kolaylık oluyor.
- Karıştırma kabına labne peynirini ve toz şekerini koyun.Mikserle iyice karışana dek çırpın. Ardından bir paket kremayıda ekleyip beraberce çırpın.Bu esnada vanilyayıda ekleyin. Yumurtaları tek tek ekleyerek çırpın. Karışımı bisküvi tabanının üzerine boşaltın - bu esnada küçük kabarcıklar olursa bunları kürdan yardımıyla patlatın, pişme sırasında çatlamalara neden oluyor -. 170 derece önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 1 saat pişirin. Pişme zamanı fırının cinsine göre değişiyor baktığınızda kabarmış ve üzeri kahverengini almış ise pişmiş demektir. Fırını kapattıktan sonra içerisinde soğumaya bırakın -hemen fırının kapağını açıp çıkartırsanız çökme oluyor - ben yine 1-1.5 saat sonra çıkartıyorum ılımış oluyor. Oda ısısında soğuttuktan sonra çikolatalı sosuda üzerini kaplayacak şekilde boşaltın ve her yere yayılmasını sağlayın. Buzdolabında en az bir gece bekletin. Ertesi gün daha lezzetli oluyor ama zamanınız yoksa en az 5 saat buzdolabında durması yeterli.
- Çikolatalı sos için bir paket kremayı bir taşım kaynatın.Ocağın altını kapatıp çikolataları içine atın ve kaşıkla karıştırarak erimesini ve bütünleşmesini sağlayın. Vee cheesecake'in üzerini kaplamak için hazırdır.
NOT: Tüm malzemelerin buzdolabından çıkarıldıysa eğer en az 1 saat oda ısısında bekletilmesi gerekiyor.
BON APPETİT...
24 Eylül 2010 Cuma
PATLICANLI PİLAV
Veeee pazar günü ise sizi çook ama çook tatlı bir sürpriz bekliyor sevgili dostlarım :)
To be continued..........
Malzemeler :
- 4 adet patlıcan
- 1 kase silme pirinç
- 2 adet orta boy kuru soğan
- 4 adet domates
- 1/2 su bardağı sıvıyağ veya zeytinyağı
- 1 yemek kaşığı yenibahar
- 1 çay kaşığı karabiber
- 2 yemek kaşığı kuş üzümü
- 2 yemek kaşığı çamfıstığı
- Tuz
Yapılışı :
Öncelikle patlıcanları alaca soyup küp şeklinde doğrayıp tuzlu suda beklettikten ve acı suyu çıktıktan sonra kızartıp bir kenarda hazır bekletelim.
Pilav için zeytinyağında yemeklik doğranmış soğanları kavuralım.Pembeleşmeye başlayınca rendelediğimiz domatesleri ilave edip, kavurmaya devam edelim. Domatesler suyunu çekmeye başladığı zaman önceden tuzlu sıcak suda 5 dakika kadar beklettiğimiz pirinçleride ilave edip kavurmaya devam edelim. Pirinçler şeffaflaşmaya başladığı zaman ölçü olarak kullandığımız kase ile 2 kase su koyalım, tuzunu ilave edip pişmeye bırakalım. Pirinçler suyunu çekip göz göz olunca ocağın altını kapatmadan yenibaharı,karabiberi,yıkayıp süzdüğümüz kuşüzümlerini ve çam fıstıklarını pilavın üzerine koyup kapağını kapatıp yaklaşık 1 dakika bekletelim ve ocağın altını kapatalım. Önceden kızarttığımız patlıcanlarıda ekleyelim güzelce tüm malzemeleri karıştıralım ve temiz bir bez örtüp kapağını kapatıp demlenmeye bırakalım.
Veeee çok soğutmadan servis yapıp güzelce yiyelim :)
NOT: Tuz ve baharatları kendi damak zevkinize göre arttırıp azaltabilirsiniz.
BON APPETİT...
23 Eylül 2010 Perşembe
AŞKIN İKİNCİ YARISI
22 Eylül 2010 Çarşamba
YAYLA ÇORBASI
21 Eylül 2010 Salı
İRMİK TATLISI
18 Eylül 2010 Cumartesi
ÇİĞ BÖREK
15 Eylül 2010 Çarşamba
AJANDA ONLİNE AKTÜEL DERGİ
Merhaba ,
Evet başlıkta da gördüğünüz üzere yeni bir online dergi keşfettim ve sizinlede paylaşmak istedim. Haziran ayında ilk sayısı yayınlanmış. İster online okuyabilirsiniz yada PDF dosyası olarak bilgisayarınıza indirip arşivleyebilirsiniz.İstersenizde print edip kağıttan okuma zevkine varırsınız.
Dediğim gibi daha yeni keşfettim o nedenle Eylül sayısını inceleme fırsatım oldu 99 sayfa dolu dolu bir yayın.. Kitap, müzik,sinema, sergi, etkinlik, gezi, röportaj ve daha bir sürü şey... Bu sayıda cafe fernando blogunun yazarı Cenk Sönmezsoy ile yapılan röportaj var. Sıkı takipçilerinden olduğumu belirtmeden geçemiyeceğim. Kaçırmayın derim dergiye hemen bir göz atın. Abone olun yeni sayıları mail adresinize gelsin böylelikle kaçırmadan takip etmiş olursunuz.... Benden söylemesi....
http://ajandadergi.blogspot.com
13 Eylül 2010 Pazartesi
TATİL SONRASI :(
8 Eylül 2010 Çarşamba
HAYIRLI BAYRAMLAR
6 Eylül 2010 Pazartesi
FIRIN SÜTLAÇ
Malzemeler : 1/2 su bardağı kırık pirinç
1 su bardağı su
1 litre süt
1,5 su bardağı toz şeker
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı nişasta
1 adet yumurta
Yapılışı : 1 bardak suyla pirinci haşlayın. Başka bir tencerede sütle şekeri karıştırıp
kaynatın. Kaynadıktan sonra pirinçleri, vanilyayı ve suda erittiğğiniz nişastayı
ekleyip 5- 10 dakika kadar daha kaynatın. Fırın kaplarına paylaştırın. Yumurtanın
sarısını sütlaçtan aldığınız bir kaşık kadar sütle karıştırıp sütlaçların üzerine pay
edin. Fırın tepsisine su koyarak sütlaç kapları yerleştirin.Benmari usulü 200 - 250
derecede 1 saat kadar üzeri kızarana kadar pişirin. ( Fırının cinsine göre pişme
süreleri değişebilir. Üzeri kızarınca sütlacımız hazır demektir. )
BON APPETİT.....
5 Eylül 2010 Pazar
KANDİL SİMİDİ
4 Eylül 2010 Cumartesi
EYLÜL SABAHININ SERİNLİĞİ
YOLLAR UZAK ........
2 Eylül 2010 Perşembe
YALANCI TAVUK GÖĞSÜ
Bu tarifimi Serap Hanım'ın etkinliği'ne gönderiyorum....
MALZEMELER: 4.5 su bardağı süt
1 Eylül 2010 Çarşamba
SONBAHAR, EYLÜL VE YAĞMUR...
SONBAHAR KAPIMIZDA.........
1 Eylül 2010 Çarşamba
Sonbaharın başlangıcı.. Sararmış, kurumuş yaprakların, hüznün, teninize dokunup geçen ılık rüzgarın, yeni başlangıçların, heyecanların, kış hazırlıklarının habercisi .... Yani herkes için farklıdır sonbaharın anlamı.
Bende sizlerle benim için anlamı olan bu ay ve mevsimde buluşmak istedim.
Hayata dair herşeyi paylaşalım istedim...
Benden size, sizden bana....
Güzel olan herşey, mutluluklar, sevinçler paylaşıldıkça çoğalır, üzüntüler, acılar paylaşıldıkça azalır..
Uzun ömürlü olmak dileğiyle...
Yazımı Alpay'ın ünlü şarkısı Eylül'de Gel ile bitirmek istiyorum
Tatil geldiği zaman
Ağlarım ben inan
Gidiyorsun işte
Arkana bakmadan
Nasıl geçer bu yaz
Ne olur bana yaz
Sen sen sen
Sen bir ömre bedel
Yok yok yok
Gitme gitme gel
Eylül'de gel
Okul yolu sensiz
Ölüm kadar sessiz
Geçtim o yoldan dün
İçim doldu hüzün
Yapraklar solarken
Adını anarken
Bekletme ne olur
Gelmek zamanı gel
Yok yok yok
Gitme gitme gel
Eylül'de gel
Eylül'de gel Eylül'de okul yoluna
Konuşmadan yürüyelim gireyim koluna
Görenler dönmüş hem de mutlu diyecekler
Ağaçlar sevinçten başımıza konfeti gibi
Yaprak dökecekler